Which is more conducive to innovation in design: adhering to traditional principles or relying fully on modern approaches?

Istanbul, a city that bridges two continents, embodies a unique fusion of tradition and modernity. This duality is vividly reflected in its architecture, culture, and design landscape, making it an ideal backdrop for our debate. As a city where centuries-old bazaars coexist with cutting-edge design studios, Istanbul offers a living example of the tension and harmony between the old and the new.

Our debate seeks to explore which approach fosters greater innovation in design: Should we adhere to the time-tested principles of tradition, which provide a sense of identity and continuity? Or should we embrace modern methodologies, which drive progress and adaptability in a rapidly changing world?

This discussion will feature prominent figures from Turkey’s design community, with two advocates for traditional design principles and two champions of modern approaches. Through this engaging format, we aim to uncover insights and perspectives that highlight the strengths and potential synergies of both views.

Join us at The Circle – Istanbul on September 19th for a thought-provoking exchange that delves into the heart of design innovation.

İki kıtayı birleştiren bir şehir olan İstanbul, gelenek ile modernitenin eşsiz bir birleşimini bünyesinde barındırıyor. Bu ikilik, şehrin mimarisinde, kültüründe ve tasarım dünyasında kendini belirgin bir şekilde gösteriyor ve burayı tartışmamız için mükemmel bir zemin haline getiriyor. Yüzyıllardır var olan çarşıların, en ileri tasarım stüdyolarıyla bir arada bulunduğu İstanbul, eski ile yeni arasındaki gerilim ve uyumun yaşayan bir örneği olarak karşımıza çıkıyor.

Bu tartışmada, tasarımda hangi yaklaşımın daha fazla inovasyonu teşvik ettiğini keşfetmek istiyoruz: Kimlik ve süreklilik sağlayan geleneksel prensiplere bağlı kalmalı mıyız? Yoksa hızla değişen dünyada ilerlemeyi ve uyum sağlamayı teşvik eden modern metodolojileri mi benimsemeliyiz?

Bu tartışmada, Türkiye’nin tasarım topluluğunun önde gelen isimleri yer alacak; iki kişi geleneksel tasarım prensiplerini, diğer iki kişi ise modern yaklaşımları savunacak. Bu ilgi çekici format sayesinde, her iki görüşün de güçlü yönlerini ve potansiyel sinerjilerini ortaya çıkaran görüş ve perspektifleri keşfetmeyi amaçlıyoruz.

19 Eylül’de The Circle – İstanbul’da gerçekleşecek ve tasarım inovasyonunun özüne ineceğimiz bu düşünce dolu tartışmada bize katılın!

Batuhan Öztürk

Küratör ve moderatör

Batuhan Öztürk, Umadina Design Studio ekibinde marka temsilcisi, marka sözcüsü ve destekçisi olarak yer almakta olup, aynı zamanda BIG SEE Türkiye koordinatörü görevini üstlenmektedir.

Batuhan Öztürk

Curator and moderator

Batuhan Öztürk is part of the Umadina Design Studio team as a brand representative, brand spokesperson, and supporter, also taking on the role of BIG SEE Turkey coordinator.

Melike Altınışık

Mimar ve tasarımcı olarak Melike Altınışık, mimarlık, kentsel tasarım ve tasarım alanlarında yenilikçi ve vizyoner projeler geliştirmeye adanmıştır. İstanbul, Türkiye ve Seul, Güney Kore’de ofisleri bulunan uluslararası mimarlık ofisi MAA’yı yönetmektedir.

MAA’nın çalışmaları arasında ileri teknoloji ve inovasyonun bir araya geldiği projeler yer alır. İstanbul’da bulunan 369 metrelik fütüristik Çamlıca Kulesi, CTBUH 2022 “2022’nin En İyi Yüksek Yapı Olmayan Projesi” ödülünü kazanmıştır. Ayrıca, Seul’de dünyanın ilk öncü Robot ve Yapay Zeka Müzesi (RAIM) projesi de bu yenilikçi çalışmalardan biridir.

Altınışık’ın çalışmaları, 2018 yılında “Europe 40 under 40” ödülü de dahil olmak üzere birçok ödülle takdir edilmiştir ve 2024 yılında RIBA’nın “100 Women: Architects in Practice” kitabında yer almıştır.

 

Melike Altınışık as an architect and designer, is dedicated to develop an innovative and visionary projects towards architecture, urbanism and design. She leads her international architecture practice MAA with offices based in Istanbul, Turkey and in Seoul, South Korea.

MAA’s work includes CTBUH 2022 “Best Tall Non-Building 2022” winning project with advanced technology and innovation such as futuristic 369m supertall the Çamlıca Tower in Istanbul and the world’s first pioneering Robot and AI Museum (RAIM) in Seoul.

Her work has been commended with a number of awards including ’ Europe 40 under 40’ (2018) and she has been listed in RIBA’s book ‘100 Women: Arcitects in Practice’ (2024).

Arzu Kaprol

Arzu Kaprol, Türk moda tasarımcısı. 1992’de Mimar Sinan Üniversitesi Tekstil ve Moda Tasarımı bölümünden mezun oldu. 1994-95’te Paris Amerikan Acedemy’de couture eğitimine devam etti.

1995 yılında, 21 yaşında Beymen Academia’nın prestijli “Avangart Tasarımcı” ödülü ile tasarım stüdyosunu kurdu. Beymen Group şirketlerinden NetWork’ün büyümesinde aktif rol aldı. 2002-2012 yılları arasında markanın kreatif direktörlüğünü yürüttü. Aynı yıllarda sıra dışı ve taze bir tasarım markası olan QUE’yu yarattı.

2011-2015 yılları arasında Paris Moda Haftası resmi takvimde defileleriyle yer aldı ve Rue Saint Honore’de markanın showroomunu açtı. Paris Moda Haftası showlarıyla birlikte, satış ağı uluslararası arenaya taşındı ve koleksiyon Londra Harrods, Paris Montaigne Market ve New York Bergdorf Goodman gibi ikonik mağazalarda yer almaya başladı. 2011 yılında NewYork MOMA’da – The Museum of Modern Art – düzenlenen amfAR gecesinin 25. yıldönümü için resmi kırmızı kurdeleyi temsil eden yedi kırmızı couture giysi tasarladı. 2015 yılında Türkiye’nin ilk hologram showu ve 2016 yılında Türkiye’nin ilk Dijital Senfonisi, tasarım, müzik, dans ve teknolojiyi birleştiren çok disiplinli bir yaklaşımla gerçekleştirildi. Aynı yıl Arzu Kaprol’un dijital couture şovu ulusal ve uluslararası basında yer aldı. 2015 yılında Arzu Kaprol, şeklini ve işlevselliğini iklim değişikliğiyle biçimlendiren akılı ceket ile giyilebilir teknolojiler alanındaki ilk prototiplerden birini yarattı.

2021 yılında, bugün halen devam eden, Bilişim Vadisi Giyilebilir Teknolojiler Koordinatörlüğü, YASTED Başkanlık ve TGSD Yönetim Kurulu Üyesi görevlerini devraldı. 2022 yılında TÜBİTAK Kutup Araştırmaları Enstitüsü (KAREMAM) görevlendirmesiyle Antarktika seferinde görev yapan Türk bilim insanlarının ekstrem koşullara uyumlanmaları için koruyucu kıyafetlerini tasarladı. 2023 yılından itibaren İTHİB’in düzenlediği , ülkemizdeki en önemli kumaş fuarı olan Texhibition fuarı içinde, Innovation Hub alanı kreatif direktörlüğünü yürütmekte.

Arzu Kaprol, bugün teknoloji ve fütüristik tasarım tutkusuyla, eşsiz bir işçiliği birleştirdiği, zamansız kıyafet ve aksesuarlar yaratarak geleceğin moda kültürüne göndermeler yapmaya devam ediyor.

 

Arzu Kaprol is a Turkish fashion designer. She graduated from Mimar Sinan University’s Textile and Fashion Design Department in 1992 and continued her couture education at the Paris American Academy in 1994-95.

In 1995, at the age of 21, she founded her design studio after winning the prestigious “Avant-Garde Designer” award from Beymen Academia.She played an active role in the growth of NetWork, one of the Beymen Group companies, where she served as the creative director from 2002 to 2012. During the same period, she also created QUE, a unique and fresh design brand.

Between 2011 and 2015, she showcased her collections on the official calendar of Paris Fashion Week and opened the brand’s showroom on Rue Saint-Honoré. Following her Paris Fashion Week appearances, her international presence expanded, and her collections were sold in iconic stores such as Harrods in London, Montaigne Market in Paris, and Bergdorf Goodman in New York. In 2011, she designed seven red couture dresses representing the official red ribbon for the 25th anniversary of the amfAR gala held at New York’s Museum of Modern Art (MoMA). In 2015, she realized Turkey’s first hologram fashion show and, in 2016, Turkey’s first Digital Symphony, combining design, music, dance, and technology in a multidisciplinary approach. The same year, Arzu Kaprol’s digital couture show was featured in both national and international media. In 2015, she also created one of the first prototypes in wearable technology: a “Smart Jacket” that adapts its shape and functionality in response to climate changes.

In 2021, she took on roles that she continues to hold today, including Coordinator of Wearable Technologies at Bilişim Vadisi, President of YASTED, and Board Member of TGSD. In 2022, she was tasked by TÜBİTAK’s Polar Research Institute (KAREMAM) to design protective clothing for Turkish scientists on their Antarctic expedition, helping them adapt to extreme conditions. Since 2023, she has served as the Creative Director of the Innovation Hub at Texhibition, the most significant fabric fair organized by İTHİB in Turkey.

Arzu Kaprol continues to merge her passion for technology and futuristic design with exceptional craftsmanship, creating timeless garments and accessories that reference the future of fashion culture.

Emir Rıfat Işık

Emir Rıfat Işık, Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Endüstri Ürünleri Tasarımı bölümünden 2010 yılında mezun olmuştur. Henüz öğrencilik yıllarında kazandığı tasarım ödülleri sayesinde, uluslararası alanda tanınan firmalarla çalışma fırsatı yakalayarak kariyerine hızlı bir başlangıç yapmıştır. Bu süreçte, endüstrinin çeşitli alanlarında yürüttüğü ulusal ve uluslararası projelerde, tasarım ve inovasyon konusundaki yetkinliğini pekiştirmiş ve bu alanda birçok ödüle layık görülmüştür.

Işık’ın yaratım süreçlerinin temelinde insan yer alır; sanat ve tasarımın kolektif bir yapı içinde erimesi gerektiğine inanır. Bu yaklaşımı, hem maddi hem de manevi dünyalar arasındaki ince çizgiyi keşfetmesine olanak tanır. Kaligrafi, figür ve derin alt metinlerle zenginleştirilmiş eserleri, köklü bir geleneğin modern bir yorumunu sunar. Bu eserler, geleneksel DNA’nın özgün yöntemlerle yeniden şekillendirilmesi ve günümüze taşınması adına güçlü bir iz bırakır.

Aktif olarak markalarla tasarım yöneticisi kimliğiyle çalışmalarını sürdürmenin yanı sıra, iç ve dış dünyamız arasında anlamlı köprüler kuran, geçmişi ve geleceği çağdaş bir perspektifle kucaklayan eserler üretmeye devam etmektedir. Işık’ın sanatında, her bir eser, yalnızca bir tasarım değil, aynı zamanda bir hikaye, bir iz ve geleceğe bırakılan bir miras niteliğindedir.

 

Emir Rıfat Işık graduated from the Industrial Product Design Department at Marmara University Faculty of Fine Arts in 2010. During his student years, he gained recognition through design awards, which allowed him to start collaborating with international firms early in his career. He continued to build his career by working on numerous national and international projects in various sectors of the industry, earning multiple design and innovation awards.

At the core of Işık’s creative processes lies a deep focus on humanity. He believes that art and design should be intertwined in a collective structure, blending the physical and spiritual realms. His works, which combine calligraphy, figures, and underlying themes, reflect a traditional DNA while being brought to life through unique methods, leaving a distinctive mark.

In addition to actively working with brands as a design executive, Işık continues to create works that build bridges between our inner and outer worlds, embracing both the past and the future in a contemporary manner, and leaving lasting impressions on our hearts and minds.

Murat Palta

Murat Palta, eserlerinde popüler kültür unsurlarını geleneksel Osmanlı minyatür sanatıyla buluşturarak özgün bir tarz yaratır. Eski ve yeninin buluştuğu bu çalışmalar, kaçınılmaz anakronizmi ile izleyicide bir mizah duygusu uyandırırken, aynı zamanda Batı ve Doğu kültürleri arasındaki çatışmaları, benzerlikleri ve ortak potaları vurgulamayı amaçlar. Tarihi olaylardan, mitolojiden ve edebiyattan beslenen Palta, kültürler arası etkileşimlerin sanattaki yansımalarını ustalıkla işler.

Palta’nın sanatında, geleneksel tekniklerin modern öğelerle harmanlanması, izleyiciye alışılmadık bir perspektif sunar. Bu eserler, hem geçmişi hatırlatan hem de günümüz popüler kültürünü yeniden yorumlayan bir köprü görevi görür. Sanatçı, bu yaratıcı süreciyle yalnızca eskiyi hatırlatmakla kalmaz, aynı zamanda kültürel sınırların ötesine geçerek evrensel bir dil yaratır. Murat Palta, şu anda x-ist tarafından temsil edilmektedir ve eserleri, geleneksel ile modern arasındaki ince çizgide kendine özgü bir yer edinmiştir.

 

Murat Palta creates a unique style in his works by blending elements of popular culture with the traditional Ottoman miniature art. This fusion of the old and new, while inevitably anachronistic, evokes a sense of humor in the viewer and simultaneously aims to highlight the conflicts, similarities, and commonalities between Western and Eastern cultures. His work draws inspiration from historical events, mythology, and literature, exploring the cultural interactions reflected in art.

In Palta’s art, the combination of traditional techniques with modern elements offers the audience an unconventional perspective. These works serve as a bridge, both recalling the past and reinterpreting contemporary popular culture. Through this creative process, Palta not only reminds us of the past but also transcends cultural boundaries, creating a universal language. Murat Palta is currently represented by x-ist, and his works have carved out a distinct place at the intersection of tradition and modernity.

Venue

The Circle

Tomtom Mah. Tercüman Çk.
No: 16/1, 34433 Beyoğlu
Istanbul
https://thecircle-o.com
Google maps

Partners

Ministry of Culture, Republic of Slovenia

www.gov.si

Contact

Kristina Beltram
BIG SEE Network & Award Coordinator
M: +386 64 266 470
E: kristinab@bigsee.eu

Sizlerle İstanbul’da görüşmeyi umuyorum! Ancak, tartışmaya katılamayacaklar için etkinliği kaydedeceğimizi ve bu web sitesinde yayınlayacağımızı bildirmek isterim. Lütfen kaydolduğunuzdan emin olun, böylece kayıt hazır olduğunda size bildirebilirim. BIG SEE Türkiye koordinatörü olarak, BIG SEE etkinliklerine katılım veya BIG SEE ödüllerine başvuru ile ilgili her türlü sorunuz için size yardımcı olmaktan memnuniyet duyarım.
I look forward to meeting you in Istanbul! However, for those who cannot attend the debate, I would like to inform you that we will be recording the event and publishing it on this website. Please make sure to register, so I can notify you when the recording is available. As the BIG SEE coordinator for Turkey, I am happy to assist you with any questions regarding participation in BIG SEE events or applications for BIG SEE awards.

Free registration here

Debate Istanbul